Papa gitti polemiği bitmedi: ‘Biz yapsak hapisteydik’

Papa 14. Leo, Türkiye’de geçen hafta dört gün süren ziyaretinde ilk olarak Ankara’ya geldi, ardından İstanbul’a geçerek İznik’e uğradı ve burada ayin gerçekleştirdi. İznik ziyaretinin ardından tekrar İstanbul’a dönen Papa, pazar günü Türkiye ziyareti programını tamamlayarak Lübnan’a hareket etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’yi ziyaret eden Papa 14. Leo ile beraberindeki Vatikan heyetini Cumhurbaşkanlığı’nda kabul etti. Ziyaret kapsamında Cumhurbaşkanlığı’ndaki Millet Kütüphanesi’nde Papa onuruna ilahiler seslendirildi.

Millet Kütüphanesi’ndeki programda Antakya Medeniyetler Korosu tarafından okunan ilahiler, kamuoyunda tartışma konusu oldu. Tartışmaların odağında, Hicret sırasında (622 yılı) Medine halkı (Ensar) tarafından Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Medine’ye girişinde büyük bir coşkuyla söylenen Tala‘al Badru ‘Alayna ilahisinin Papa 14. Leo onuruna okunması yer aldı. Bir ilahinin Hz. Muhammed için söylendiği bilinciyle böyle bir eserin bir tören bağlamında okunmasının uygun olup olmadığına dair tepkiler gündeme geldi.

Türk tasavvuf müziğini ve Sufi ezgilerini elektronik müzikle harmanlayarak dünya çapında tanınan müzisyen Mercan Dede de yapılan uygulamaya tepki gösterenler arasındaydı. Mercan Dede, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, “‘lan sen siyaseti bırak müzik falan konuş’ diyen güruhu kırmayalım hadi müzik konuşalım” başlığı ile yaptığı paylaşımda “Peki onca insan arasından bir kişi de çıkıp; ‘Peygamberimiz için yazılan bir eseri böyle bir törende okumak dinen, ahlaken olmaz, nezaketen olmaz’ diyemedi mi? Demek ki diyememiş” ifadelerini kullandı.

İşte Mercan Dede’nin o paylaşımı:

Öncelikle Vatikan’dan Arap Emirliklerine değil, Türkiye’ye gelmiş insanlara neden Arapça bir eser icra ediyorsunuz ?
Daha da önemlisi ( fecisi): sözlerinden anlaşılacağı gibi bu ilahi, Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinden sonra ensar tarafından karşılanırken ona ithafen söyledikleri ve tüm islam alemince bilinen bir ilahidir

“Ay doğdu üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allah’a davetinden.
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin

Sen Medine’ye şeref verdin
Merhaba ey sevgili.”

Sen hangi akılla ( cevap: olmayan ),
islam peygamberi için söylenen bir sözü, tutup hristiyan kilisesinin başındaki adama söylüyorsun?

Şimdi biz böyle bir şey yapsak ( çok şükür bu kadar cahil ve sığ değiliz ve asla yapmayız ), şu anda hepsi sus pus olan tüm yandaş medya trolleri ( kibar tabiri ile muhafazakar kitle ), “dinsiz imansız vatan hainleri peygamberimize hakaret ettiler “ diye tekbirlerle
ortalığı ayağa kaldırırdı.

İCRA:
Dini musikinin geleneksel sazları yerine bass gitar, elektrik perküsyon, klavye en öne konmuş (çağdaş görünme halleri herhal)
Klavyecinin kafa sallayışı insana;
“bir garip yolcuyum hayat yolunda , yolumu kaybettim perişanım ben” şarkısını hissettiriyor.
Zilli tef çalan kardeş ( bas bas paraları Leyla’ya bi daha mı gelecez dünyaya ) modunda.
Saz olarak bir parmak ziliyle , tahta kaşık eklemedikleri kalmış.

ORTAM :

Fatih’in bodrum katında yapılan bir mahalle düğünü ile ilk okul müsameresini andıran karmaşık bir ortam.
Arkada dini eserler icra ediliyor, içerde gelenler, gidenler ,sohbet muhabbet edenler.
Yani binlerce yıllık dini müziğimizin arka plan, asansör müziği gibi icra edilmesinden hiç bir utanç duyulmamış.

Peki onca insan arasından bir kişi de çıkıp;
“Peygamberimiz için yazılan bir eseri böyle bir törende okumak dinen, ahlaken olmaz, nezaketen olmaz” diyemedi mi ?
Demek ki diyememiş.

Her alandaki “liyakatsızlık”; yani bulunduğu mevkiye layık olduğu için değil , eşin dostun, yandaşların torpili ile getirilen insanlarla yönetilen ülkelerde maalesef sonuç hep bu oluyor.

Rezilliğin son perdesi.

Not; Papa Leo 14 Eylül de doğmuş, isterseniz önümüzdeki yıl Mevlit’de okutun.

Bu gönderiyi Instagram’da gör

Multidisciplinary Explorer (@mercandede)’in paylaştığı bir gönderi