Z kuşağı retro teknolojiye bayılıyor

Amazon UK, Black Friday dönemindeki popülerliklerinden de anlaşılacağı üzere, retro ürünlerin popülerliğinde büyük bir artış yaşandığını belirtiyor. Bu yıl taşınabilir vinil pikaplar, Tamagotchi’ler ve tek kullanımlık fotoğraf makinelerinin satışlarında büyük bir artış yaşandı. Perakendeciler Currys ve John Lewis de radyo, anlık fotoğraf makinesi ve çalar saat gibi retro cihazların “geri döndüğünü” görüyor.

” ORİJİNAL BİR ŞEY VAR”

Bazı insanlar Netflix’te film keyfine dalarken, 17 yaşındaki Declan daha geleneksel bir yaklaşımı tercih ediyor: Elinde bir DVD. Büyükannesinin koleksiyonuyla büyümüş ve daha sonra bir arkadaşıyla mağazaya gittikten sonra kendi DVD’sini satın almış.

“Bizim için en büyük artısı kılıflar” diyor gençler. “Gerçekten temiz kılıfların çekici bir yanı var ve ben bunu seviyorum.” Netflix ve Disney+ gibi yayın hizmetleri video içeriklerini izlemek için kolaylık sağlarken, genç sahiplenmeyi önemsediğini söylüyor.

Sürekli abonelik ücreti ödemek yerine, kendinize ait bir şeye sahip olmak güzel. Yarın yayın akışına erişimimi kaybedersem, en sevdiğim filmler hâlâ izlenmeye hazır olacak. Çok havalılar, DVD’lerin olmasında otantik bir şeyler var” diye düşünüyorlar. Kendisinden önceki nesillerin teknolojisi olduğu hissinden büyülendiğini söylüyor.

GERÇEKLİK HİSSİ

20 yaşındaki genç 2016’dan beri plak koleksiyonu yapıyor. Yeni plak albümlerinin internetten dinlemekten daha pahalı olduğu düşünüldüğünde, yine de fiziksel bir plağın daha değerli olduğunu düşünüyor. “Daha otantik bir ses” diyor.

“Plaktaki ritimler onu bir şekilde daha gerçekçi kılıyor, farkı hissedebiliyorsunuz. Telefonunuzda amaçsızca gezinmek yerine, bakabileceğiniz fiziksel bir şeye sahip olmak önemli.”

Çekicilik, ses kalitesinin ötesine geçiyor. “Gerçek bir sanat eserine sahipsiniz, fiziksel bir deneyim” diyor. Plakların popülaritesinin sonsuza dek sürmeyebileceği konusunda hemfikir. Ancak CD ve internet yayınlarının ortaya çıkışından onlarca yıl sonra bile, plak yaşamaya ve cazip olmaya devam ediyor; bu da evrensel bir trend.

“Aynı şekilde, sosyal medyadaki farklı trendler gibi her şey gelip geçer. Ben koleksiyon yapıyorum çünkü onlara sahip olmayı seviyorum. Dinleme fırsatına sahip olmayı seviyorum” diyor bir genç.

CEBİNDEKİ KAMERA

Günümüzde çoğu insan fotoğraf çekmek için içgüdüsel olarak telefonlarına uzanırken bazı geçler geleneksel fotoğraf makinelerinin sanatsallığını tercih ediyor. Çektikleri fotoğrafların kalitesi ve tarzı, bir telefonla kıyaslanamayacak kadar etkileyici olduğunu düşünüyorlar.

“Filmle çalışmanın belli bir gerginliği var çünkü görüntüyü hemen göremiyorsunuz, beklemeniz gerekiyor. Ama deneyim bu” diye açıklıyorlar. Doğum günü partilerine, tatillere, hatta dışarı çıktığında bile eski model film kamerasını yanında götürdüklerini ve geleneksel kameraların çekiciliğinin estetikten daha derin olduğuna inanıyorlar.

TELEFONLARDAN BİR MOLA

Bazı gençler için eski teknolojiye duyulan hayranlık nostaljiden kaynaklanıyor. Gençler ebeveynlerinin onları kullandığını görerek büyüdükleri için fiziksel kamera kullanma deneyimini merak ediyorlar.. Ama mesele sadece bu değil.

Z Kuşağı, daha önce hiç sahip olmadıkları bir şeyin “yeniliğinden” keyif alıyor. Bu, “telefonlardan bir mola” anlamına geliyor.

Gençler, fiziksel plakların, disklerin ve teyp kameralarının “ebedi” olduğunu söylüyor. Retro cihazlar sadece bir moda akımı değil; aslında, geçmiş nesiller onlara güvendiği için asla “modası geçmeyecek”.